
Benim için de Reha Özcan ve Ahenk Demir'in performanslarını en ön sıradan izleyebilmek ayrı bir keyifti doğrusu. Reha Özcan bu oyundaki performansıyla iki ödül kazandığını okumuştum; performansını biraz abartılı bulsam da rolünün hakkını vermiş.
Oyunun çok güzel olduğunu söyleyemeyeceğim ama yine de keyifle izlenebilecek bir oyun.
Oyunculuk : 7/10
Konu : 7/10
Dekor : 3/10
Işık-Ses : 3/10
GENEL : 5/10
İzlediğim Tarih: 1 Kasım 2011 20:00
İzlediğim Yer: Üsküdar Tekel Sahnesi
Süre: 1,5 Saat, 1 Perde
Tür: Dram, Savaş
İzlediğim Yer: Üsküdar Tekel Sahnesi
Süre: 1,5 Saat, 1 Perde
Tür: Dram, Savaş
Yazan: Mate Matisic
Çeviren: Füsün Günersel
Yöneten: Kazım Akşar
Dekor Tasarım: Şirin Dağtekin
Giysi Tasarım: Şirin Dağtekin
Işık Tasarım: Enver Başar
Müzik: Nurettin Özşuca
Asistan: Gökçen Tongut
Sahne Amiri: Reşit Arslan
Başlangıç: 2010
Tiyatro: İstanbul Devlet Tiyatrosu
Oyuncular:
Martin: Reha Özcan
Emma (Fahişe): Ahenk Demir
Mladen. Hakan Güneri
Gılman Kahyaoğlu Peremeci
Gökalp Kulan
Ödüller:
Reha Özcan, bu oyundaki Martin rolüyle Afife Jale ve Sadri Alışık ödüllerini kazandı.
Konu:
Ülkemizde yeni yeni tanınmaya başlayan Hırvat tiyatrosu yazarlarından Mate Matisic’in Bosna savaşının ardından kaleme aldığı ilginç bir oyun. Orta yaşlı bir fahişe, emekli bir asker ile temizlenmek istenen vicdan azapları ve korkunç savaş suçlarıyla lekelenmiş bir beden. Komedi ve dramın iç içe geçtiği oyun, Hırvat tarafından olaya bakmasına rağmen, savaşta hiçbir tarafın yeterince temiz olmadığını da gözler önüne sermektedir.
Oyun; Bosna savaşının ardından sorunlu bir karakter olarak ortaya çıkan Martin ile yaşı geçmiş bir hayat kadını Emma arasında geçen alışıldık bir diyalog ile başlıyor. Kadın, mesleğinin gereğini mekanik bir şekilde yerine getirmeye çalışırken, erkek de nazik ve içten bir şekilde davranıyor, onunla konuşup ilgi gösteriyor. Belki de cinsel açıdan bir yetersizlik var. Ancak konuşmalar ilerledikçe ve sahneye üçüncü bir kişi (Mladen) girdikten sonra, kadınla olan randevunun hiç de tesadüf olmadığı anlaşılıyor. Bu iki adamdan; Martin ne kadar ince ve nazikse, Mladen de o derece kaba, acımasız. Sonuçta, iki erkeğin başka suç ortaklarıyla birlikte savaş yıllarında Emma'nın kocasını öldürüp, ona da tecavüz ettikleri ortaya çıkıyor. Oyun anında ise; Martin, ruhunu ezen bu suçluluk duygusundan kurtulmak için kadınla evlenmeyi ve yaklaşan ölümünden sonra maaşını ona miras bırakmayı plânlıyor. Mladen ise gerçeğin ortaya çıkmasındansa bu ikisini öldürmeyi bile düşünebiliyor. Emma'ya gelince; o kocasının ve kendisinin yaşamını mahvedenlerin cezalandırılmasını istiyor. [1]
Web Sitesi
Çeviren: Füsün Günersel
Yöneten: Kazım Akşar
Dekor Tasarım: Şirin Dağtekin
Giysi Tasarım: Şirin Dağtekin
Işık Tasarım: Enver Başar
Müzik: Nurettin Özşuca
Asistan: Gökçen Tongut
Sahne Amiri: Reşit Arslan
Başlangıç: 2010
Tiyatro: İstanbul Devlet Tiyatrosu
Oyuncular:
Martin: Reha Özcan
Emma (Fahişe): Ahenk Demir
Mladen. Hakan Güneri
Gılman Kahyaoğlu Peremeci
Gökalp Kulan
Ödüller:
Reha Özcan, bu oyundaki Martin rolüyle Afife Jale ve Sadri Alışık ödüllerini kazandı.
Konu:
Ülkemizde yeni yeni tanınmaya başlayan Hırvat tiyatrosu yazarlarından Mate Matisic’in Bosna savaşının ardından kaleme aldığı ilginç bir oyun. Orta yaşlı bir fahişe, emekli bir asker ile temizlenmek istenen vicdan azapları ve korkunç savaş suçlarıyla lekelenmiş bir beden. Komedi ve dramın iç içe geçtiği oyun, Hırvat tarafından olaya bakmasına rağmen, savaşta hiçbir tarafın yeterince temiz olmadığını da gözler önüne sermektedir.
Oyun; Bosna savaşının ardından sorunlu bir karakter olarak ortaya çıkan Martin ile yaşı geçmiş bir hayat kadını Emma arasında geçen alışıldık bir diyalog ile başlıyor. Kadın, mesleğinin gereğini mekanik bir şekilde yerine getirmeye çalışırken, erkek de nazik ve içten bir şekilde davranıyor, onunla konuşup ilgi gösteriyor. Belki de cinsel açıdan bir yetersizlik var. Ancak konuşmalar ilerledikçe ve sahneye üçüncü bir kişi (Mladen) girdikten sonra, kadınla olan randevunun hiç de tesadüf olmadığı anlaşılıyor. Bu iki adamdan; Martin ne kadar ince ve nazikse, Mladen de o derece kaba, acımasız. Sonuçta, iki erkeğin başka suç ortaklarıyla birlikte savaş yıllarında Emma'nın kocasını öldürüp, ona da tecavüz ettikleri ortaya çıkıyor. Oyun anında ise; Martin, ruhunu ezen bu suçluluk duygusundan kurtulmak için kadınla evlenmeyi ve yaklaşan ölümünden sonra maaşını ona miras bırakmayı plânlıyor. Mladen ise gerçeğin ortaya çıkmasındansa bu ikisini öldürmeyi bile düşünebiliyor. Emma'ya gelince; o kocasının ve kendisinin yaşamını mahvedenlerin cezalandırılmasını istiyor. [1]
Web Sitesi
[1] : http://blog.milliyet.com.tr/bedensiz-kadin/Blog/?BlogNo=276329
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder