27 Aralık 2012 Perşembe

Surname 2010 - Yiğit Sertdemir - İstanbul Şehir Tiyatroları

Zümrüd-ü Anka Kuşu, tellallar, mehter, çengiler, Karagöz ile Hacivat, Pişekâr ve Kavuklu, meddahlar, cambazlar, tulumcular, güreşçiler, curcunabazlar, kuklalar, maskeler ve çok daha fazlası… Çalgılı çengili, şarkılı türkülü, biraz da düşündürücü bir eser. Osmanlı şenlikleri tarihin tozlu sayfalarından taşıp sahneye taşınıyor.

1,5 saatlik tek perdelik bir eser olmasına rağmen insanı hiç sıkmayan eğlenceli bir oyun. Oyunda kurgulanan hayal dünyası ve bunun seyirciye aktarılışı gerçekten harika. Oyundaki kuklalar ve kostümler de müthiş başarılı. Belki de çok kukla ve kostüm sanatıyla iç içe olmadığımdandır; buradakileri görünce çok etkilendim.

İstanbul'bazlar için de ayrı bir parantez açmak lazım. İstanbul'da yaşayabilme hünerini gösterebilenler oyunun içine çok güzel sığdırılmış. Bir İstanbullu olarak kişinin oyunda kendine dair bir şeyler bulabilmesi ayrıca keyif veriyor.

Oyunculuk : 8/10
Konu  : 9/10
Dekor   : 9/10
Işık-Ses  : 8/10
GENEL : 9/10




İzlediğim Tarih: 26 Aralık 2012
İzlediğim Yer: Kağıthane sadabad Sahnesi
Süre: 1,5 Saat, 1 Perde
Tür: Mizah, Aşk


Proje Tasarımı: Candan Seda Balaban-Yiğit Sertdemir
Yazan-Yöneten: Yiğit Sertdemir
Maske-Kukla-Kostüm Tasarımı: Candan Seda Balaban
Müzik-Ses Tasarımı: Selim Can Yalçın-Barış Manisa
Işık Tasarımı: Mahmut Özdemir
Hareket Düzeni: Özgür Tanık
Proje Danışmanı: Engin Uludağ
Şarkı Sözleri: Yiğit Sertdemir


Oyuncular: Ayşem Yağmur Ulusoy,Can Alibeyoğlu,Ceren Hacımuratoğlu,Derya Keykubat,Derya Yıldırım,Elyesa Çağlar Evkaya,Engin Akpınar,Eraslan Sağlam,İrem Erkaya,Mana Alkoy,Mehmet Soner Dinç,Mert Aykul,Özgür Atkın,Özgür Tanık,Seda Fettahoğlu,Semah Tuğsel,Seza Güneş,Şeyda Arslan,Uğur Dilbaz,Yiğit Sertdemir,Zeynep Göktay Dilbaz

Konu:
.Kocasının ölümünün ardından açtığı sahafında, özel bir nedenle geceyi bekleyen Sühendan Hanım, kocasına ait hiç görmediği notlarla karşılaşır. Bu notlar, kocasının kendisi için düşündüğü “sözde şenliğe” dair fikirleri içermektedir. Yazılanları şaşkınlıkla okumaya başlayan Sühendan Hanım; kendisini bir düşün içinde, geçmiş ile bugünün İstanbul’u arasında gerçekleşen bir şenliğin tam ortasında bulur.

Web Sitesi

15 Aralık 2012 Cumartesi

Zalım Mahmut (Bir Kurtlu Kıssa) - Salih Dündar Müftüoğlu - İstanbul Devlet Tiyatrosu

Genç ve kalabalık bir oyuncu kadrosuna sahip, keyifli, akıcı bir oyun. Ben 30'dan fazla oyuncu saydım.

Şarkılar, müzik, kurgu bir harika. Güldüren, eğlendiren, düşündüren, şarkılı-türkülü bir gençlik oyunu.


Oyunculuk : 8/10
Konu  : 8/10
Dekor   : 7/10
Işık-Ses  : 7/10
GENEL : 8/10




İzlediğim Tarih: 15 Aralık 2012
İzlediğim Yer: Cevahir İstanbul Sahnesi - Salon 2
Süre: 1,5 Saat, 1 Perde
Tür: Müzikli Oyun, Mizah, Düşündürücü, Gençlik Oyunu


Yazan: Salih Dündar Müftüoğlu
Yöneten: Salih Dündar Müftüoğlu
Dekor Tasarımı: Medine Yavuz
Kostüm Tasarımı: Mihriban Oran
Işık Tasarımı: Nejat Karaorman
Özgün Besteler / Müzik Direktörü: Cenk Taşkan
Dans - Hareket Düzeni: Alpaslan Karaduman
Yardımcı Yönetmen: Bengisu Karahan
Müzik Düzenleme: O. Enes Kuzu

Başlangıç: 2012
Tiyatro: İstanbul Devlet Tiyatroları - Gençlik Tiyatrosu

Oyuncular:
Atsız Karaduman, Umut Tabak, Ali Ersin Yenar, Necmettin Amaç, Ahmet Taşdemir, Ozan Özcan, Gökhan Türkal, Gökhan Azlağ, Ferdi Alver, Coşkun Ülgen, Pelin Gülmez, Hilal Özbay, Sinem Ergin, Didem İlhan, Gamze Tanrıvermiş, Pelinsu Öznal, Esen Koçer, Yasemin Yalçınkaya, Emre Emin Aravi, Alper Saylık, Yunus Çakıroğlu, Feyzan Soykan, Başak Ova, Müge Çakır, Ersin Ural, Eren Pekgöz

Orkestra:
O.Enes Kuzu, Tarçın Çelebi, Murat Biber, Batuhan Parlak, Hikmet İplikçi

Konu:
"1.KÖYLÜ: - Çeşme başında senin testi büyük, benimki küçük diye tepişirken, bir kök kıvırcık için tavukları boğazlarken, iki tane dut yedi diye bebeleri sopalarken, köyün ahalisini "derenin doğusundan - derenin batısından!" diye bölüp, kahveleri ayırırken aklımız ner’deydi!..."

Bir köyün(!) ahalisi, olur olmaz, incir çekirdeğini doldurmaz nedenlerle birbirini yerken; başına gelen her cefaya sessiz, zahmetsiz; "kol kırılır yen içinde kalır" diyerek katlanırken, hayatta bırakılan boşluğu, birileri, -elbirliğiyle yarattıkları birileri- dolduruverir haliyle!... Mahmut ve Çetesi, düzenin dümenine geçerler!

"Mahmut Bebe"den, Mahmut Reis'i, Mahmut Reis'ten Mahmut Bey'i yaratıp kendi başlarına bela eden; kendilerini sevemeyen, ötekine değer vermeyen, güvenemeyen; 'Çete Reisi'ne' verecek bir canı kalmış, 'bir canından bezdirilmiş' köy ahalisi, bu beladan kurtulmak için yekinip, yeltenip bir araya gelmeye, birlikte savaşmaya karar verirler; zamanın ruhu, belleği, birleştiricisi, sağduyusu Kıssahan'ın 'kıssasıyla'. Verirler ama...

Müzikli, keyifli, kıssalı-hisseli bir seyirlik...

Web Sitesi

1 Aralık 2012 Cumartesi

İstanbul Hatırası - Tarık Şerbetçioğlu - İstanbul Şehir Tiyatroları

Kadro çok değerli oyunculardan oluşuyor. Hepsi de oyuna duygularına katarak, coşkuyla canlandırıyorlar karakterlerini ama oyunlarında biraz abartı var. Ayrıca bu oyundaki temel kadro bir çok farklı oyunda da karşımıza çıktığından iyi tiyatro izleyicisini sıkabiliyor. Toron Karacaoğlu'nu diğer oyunculardan farklı bir yere koymak lazım. Rolüne de oyuna da çok yakışmış.

Oyunun konusunu ise çok ilginç bulmadım. Osmanlının son dönemleri ve İstiklal Harbi döneminde geçen bir aşk hikayesi anlatılmakta. Oyunda zaman zaman kopukluklar olduğunu düşünüyorum. Konunun geçtiği dönem de çok iyi aksettirilememiş gibi geldi bana. Yine de oyun eğlenceli ve seyirciye hoş vakit geçirtecek nitelikte.

Oyun müziklerle desteklenmiş. Kalamış, Üsküdar'a giderken, Sarı gelin gibi pek çok tanıdık türkü oyuna renk katıyor. Belki sahneden kaynaklı olarak ses düzenini yetersiz buldum. Hemen hemen her müzikal oyunda olduğu gibi şarkının bazı sözleri anlaşılmıyordu.

Özetlemek gerekirse, iyi bir tiyatro takipçisi iseniz oyun size sıradan gelebilir ama tiyatro ile yeni yeni tanışanlar için keyif verecek bir oyun. Bu arada Tiyatro İstanbul'da oyun izleyenlerden oldukça iyi yorumlar almış. Oyunun Aralık 2012 başı itibariyle puanı 8,63.

Son olarak bir konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Oyuncuların karakterlerini canlandırırken başka oyunlarda canlandırdıkları karakterleri kullanmaları pek hoşuma gitmiyor. Örneğin, Naci Taşdöğen Toros Canavarı'ndaki ev sahibi rolündeki aynı şive ve tavırları bu oyunda da takınmış. Buna daha önceden birkaç oyunda daha rast gelmiştim ve hoşuma gitmemişti. Oyuncuların biraz daha özgün olması lazım bence.

Oyunculuk : 6/10
Konu  : 6/10
Dekor   : 6/10
Işık-Ses  : 5/10
GENEL : 6/10




İzlediğim Tarih: 1 Aralık 2012 Cumartesi 15:30
İzlediğim Yer: Fatih Reşat Nuri Güntekin Sahnesi, İstanbul
Süre: 2 Saat 15 dk, 2 Perde
Tür: Müzikli Oyun, Dram, Aşk, Tarihi

Oyunu eşim Derya ile birlikte izledik. Eşim oyunu benden daha çok beğendi. Biraz da yorgun olmam nedeniyle ben oyundan o kadar çok keyif alamadım.

Yazan-Yöneten: Tarık Şerbetçioğlu

Dramaturgi: Gökhan Aktemur
Koreografi: Selçuk Borak
Sahne Tasarımı: Aysel Doğan
Kostüm Tasarımı: Gamze Kuş
Işık Tasarımı: Zilkifli Özdemir
Efekt Tasarımı: Ersin Aşar

Oyuncular:
Toron Karacaoğlu (9/10)
İbrahim Şirin (8/10)
Naci Taşdöğen (5/10)
Tarık Şerbetçioğlu (7/10)
Ergun Üğlü (6/10)
Binnur Şerbetçioğlu (6/10)
Rahmi Elhan (6/10)
Selma Kutluğ (6/10)
İskender Bağcılar (7/10)
Gökhan Eğilmezbaş (7/10)


Başlangıç: 2010
Tiyatro: İstanbul Şehir Tiyatroları



Konu:
İstanbul Hatırası’nda bir martının kanadında, bir dalganın kıvrımında İstanbul’da yaşanmış kırık bir aşk hikâyesi anlatılıyor. Mekân İstanbul, zaman yüzyıl, aşk her yerde… Meddah hikâyesini anlatmaya başladığında artık sadece söz vardır. Söz Ali Amca’nın hikâyesine dönüşür. Zamanın imbiğinden süzülür. Gözlerimizin önüne serilir. 20. yüzyılın başlarında İstanbul’dayızdır artık. Yüzyılın başlangıç telaşı, dönüşümün eşiğinde bir imparatorluk, savaşlar, acılar, neşeler… Hepsi iç içe geçiyor. Yürekler heyecanla çarpıyor, heyecanlar Direklerarası’nda alkışlara karışıyor...

25 Kasım 2012 Pazar

Sidikli Kasabası - Greg Kotis - İstanbul DT

Bol ödüllü bir Broadway klasiği olan "Sidikli Kasabası" oyunu Greg Kotis tarafından yazılmış, müzikleri ise Mark Hollmann tarafından yapılmış.

Oyunu çok farklı ve eğlenceli buldum. Oyun içinde alışılmamış unsurları barındırıyor. Oyun içinde yaşananlar ve oyunun finalli de seyirciyi afallatmayı başarıyor.

Müzikler ve danslar çok güzel. Oyuncular da çok iyi bir performans sergiliyorlar. Memur Lockstock rolünü oynayan Doruk Şengün ve Küçük Sally rolündeki Berfu Aydoğan'ı özellikle çok iyiydi.

Su sorunu hakkında yapılmış çok başarılı bir oyun. Mutlaka izlenmeli.

Wikipedia Makalesi (İngilizce)

Oyunculuk : 8/10
Konu  : 9/10
Dekor   : 7/10
Işık-Ses  : 8/10
GENEL : 8/10




İzlediğim Tarih: 28 Kasım 2011 ve 25 Kasım 2012 15:30
İzlediğim Yer: Şişli Cevahir Sahnesi - Salon 1
Süre: 3 Saat, 2 Perde
Tür: Müzikal, Mizah


Yazan: Greg Kotis
Müzik: Mark Hollmann
Sözler: Mark Hollmann - Greg Kotis
Çeviren: Barış Arman
Şarkı Sözleri Adaptasyon: Nebi Birgi
Yönetmen: Oğuz Utku Güneş
Müzik Direktörü: Murat Kodallı
Koreografi: Nebi Birgi
Sanat Danışmanı: Galip Erdal
Dekor Tasarımı: Şirin Dağtekin Yenen
Kostüm Tasarımı: Mihriban Oran
Işık Tasarımı: Önder Arık
Yönetmen Yardımcıları: Sevil Tufan-Aslı Zırhlı

Başlangıç: 2011
Tiyatro: İstanbul Devlet Tiyatroları

Oyuncular:
Memur Lockstock: Doruk Şengün
Küçük Sally: Berfu Aydoğan
Caldwell B.Cladwell: Barış Arman
Bobby Strong: Nebi Birgi
Hope Cladwell: Ceren Gündoğdu
Penelope Pennywise: Selmin Artemiz
Memur Barrel: Efe Ünal
Senatör Fipp: Taner Tunçay
Bay Mc queen: Adnan Yiğit
Kate: Aslı Zırhlı
Ally: Didem Atasoy
İhtiyar Joseph Strong: Taner Tunçay
Josephine Strong: Sevil Tufan
Keskin Bıçak Mary: Derman Çinkılıç
Bastıbacak Becky: Güniz Bilge
Korkak Sue: Ayşe Günyüz
Minik Tom: Alper Aksoy
Dilsiz Dolly: Beste Özgümüş
Zulacı Robby: Köksal Ünal
Balıkçı Bill: Hilmi Duruoğlu

Konu:
Ünlü Broadway müzikali Devlet Tiyatroları sahnelerinde! Dünyanın ısınıp suların azalmasıyla birlikte tuvalete girmeyi sınırlayarak özel bir şirketin denetimine verildiği bir yerde geçer olayımız. Tuvalet parasını ödeyemeyenlerin gizemli Sidikli Kasabası’na gönderildiği, bir gidenin bir daha geri gelmediği, kimsenin birbirinin gözünün yaşına bakmadığı, tüm genel tuvaletlerin özelleştirildiği bu yere düşen bir aşk ateşi aynı zamanda süre giden sisteme karşı çıkışında kıvılcımı olur.

Web Sitesi

8 Kasım 2012 Perşembe

Dar Ayakkabıyla Yaşamak - Duşan Kovaçeviç - İstanbul Şehir Tiyatroları

Oyuncular çok başarılıydı. Oyun genel olarak biraz durağan geçse de verdiği mesajlar açısından güzel bir oyundu. Oyunun sonunu ve sonundaki ince mesajı da çok beğendim.

Oyunun arasında bir çok kişinin arabalarına binip oyunun ikinci yarısına girmediklerini görmek üzücüydü. Oyunun birinci perdesi ikincisine göre çok durağan geçiyor, sanırım insanlar bu yüzden sıkılmış olabilirler. Bununla birlikte oyun bittiğinde herkes oyuncuları uzun süre ayakta alkışlıyordu.


Oyunculuk : 9/10
Konu  : 7/10
Dekor   : 6/10
Işık-Ses  : 8/10
GENEL : 7/10




İzlediğim Tarih: 8 Kasım 2012 20:30
İzlediğim Yer: Kağıthane Sadabad Sahnesi
Süre: 2 Saat, 2 Perde
Tür: Dram


Yazan: Duşan Kovaçeviç
Yöneten: M. Nurullah Tuncer
Çeviren: Bilge Emin

Dramaturgi : Hatice Yurtduru
Sahne Tasarımı : M.Nurullah Tuncer
Işık Tasarımı : Fatİh Mehmet Haroğlu
Kostüm Tasarımı : Gamze Kuş
Efekt : Ersin Aşar
Yönetmen Yardımcısı : Özge Kiriş, Bilge Emin, Ceylan Çete


Başlangıç: 2012
Tiyatro: İstanbul Şehir Tiyatroları

Oyuncular:Bora Seçkin, Müge Akyamaç, İbrahim Can, Nihat Alpteki, Yeliz Gerçek, Bennu Yıldırımlar, Tankut Yıldız, Volkan Ayhan, Çağrı Hün, Uskan Çelebi

Konu: Özelleştirilerek kapatılan bir ayakkabı fabrikasında, beş işçinin haklarını almak için başlattığı açlık grevi ve medyanın bu direnişi bir tür ölüm oyununa dönüştürerek reyting almak için düzenlediği şov İşveren ve medyanın işbirliği sonrasında yaşanan ölüm-kalım mücadelesi... "Dar Ayakkabıyla Yaşamak" Duşan Kovaçeviç tarafından ilk defa Zvezdora Tiyatrosunda seyirciyle buluştu. 2011 yılında "en iyi metin" ödülünü alan oyun Sırbistan dışında ilk defa Şehir Tiyatrolarında sahneleniyor. 

1 Kasım 2012 Perşembe

Yüzleşme - Arslan Kacar - İstanbul Şehir Tiyatroları

Oyunu genel olarak sıkıcı buldum. Oyunda iki farklı kültürden insanın tren garındaki diyaloğunu izliyoruz. Züleyha ve Yadigar bir yandan birbirleriyle dertleşirken bir yandan da kendileriyle yüzleşiyorlar.

Performansını pek başarılı bulmasam da hep ekranlardan tanıdığım Perihan Savaş'ı tiyatro sahnesinde izlemek benim için hoş bir deneyimdi. Ayrıca oyunun yazarı da olan Arslan Kacar'ın oyunculuğu bence daha iyiydi.


Oyunculuk : 6/10
Konu  : 5/10
Dekor   : 8/10
Işık-Ses  : 7/10
GENEL : 6/10




İzlediğim Tarih: 1 Kasım 2012 20:30
İzlediğim Yer: Kağıthane Sadabad Sahnesi
Süre:1 Saat, 1 Perde
Tür: Dram


Yazan: Arslan Kacar
Yöneten: Ali Karagöz
Sahne Tasarımı: A. Zuhal Soy
Kostüm Tasarımı: Sebahat Çolakoğlu
Işık Tasarımı: Murat İşçi
Efekt Tasarımı: Mustafa Emin Duman
Müzik: Altuğ Akınsel

Başlangıç: 2010
Tiyatro: İstanbul Şehir Tiyatroları

Oyuncular: Perihan Savaş (Züleyha), Arslan Kacar (Yadigar), Samet Hafızoğlu (Deli) , Orcan Dönmezer (Çello)


Konu: Yüzleşme, deniz kıyısındaki istasyonda yolları kesişen yalnız insanları konu alıyor. Bir yanda geçmişe dönük kırgınlıkları ve pişmanlıkları ile geçmişini irdeleyen Züleyha, diğer yanda tek derdi para olan, yaşamı basit sorularıyla anlamlandırmaya çalışan ve umudunu yitirmeyen Yadigâr… İki farklı kültürün insanları olmalarına rağmen, Yadigâr ile Züleyha arasında giderek bir iletişim kurulur ve bir süre sonra her ikisi de yaşadıkları içsel yolculuklarındaki büyük yüzleşmenin farkına varırlar.

30 Ekim 2012 Salı

Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını - Güngör Dilmen - İstanbul DT

Oyunu biraz konu yönünden zayıf buldum ama yine de oyunu izlerken oldukça keyif aldım. Oyuncuların performansı, müzikler ve diyaloglar oldukça eğlenceli. Yine de oyunda zaman zaman sıkılmanız olası.


Oyunculuk : 8/10
Konu  : 6/10
Dekor   : 6/10
Işık-Ses  : 7/10
GENEL : 7/10




İzlediğim Tarih: 30 Ekim 2012 20:00
İzlediğim Yer: İstanbul Cevahir Sahnesi
Süre: 2 Saat, 2 Perde
Tür: Dram, Müzikli Oyun


Yazan: Güngör Dilmen

Yöneten: Faik Ertener
Dekor Tasarımı: Osman Şengezer
Kostüm Tasarımı: Mihriban Oran
Işık Tasarımı: Önder Arık
Müzik: Cem İdiz
Dans Düzeni: Yeşim Alıç


Başlangıç: 2012
Tiyatro: İstanbul Devlet Tiyatroları

Oyuncular:

Artin: Turan Günay
Mahitap: Demet İyigün
Firuz Bey: Ergun Akvuran
Merzuka: Ayşe Tunaboylu
Abidin: Macit Sonkan
Huriye: Işıl Dayıoğlu
Şükriye: Emine Şule Gezgöç
Emine: Lale Gençtürk
Hacer: Ebru Saçar
Bohçacı Bahriye: Özlem Çakar
Genç Kızlar: Eda Demirsoy, Gözde Akın, Kübra Kip, Nermin Koçak, Neşe Ceren Aktay, Nilay Aydınalp, Özge Korkmaz, Tuğba Aydınlıoğlu
Tulumbacılar: Cem Öntaş, Murat Turhan, Oğuz Turgut Genç, Onur Sülen, Ozan Emre Altın, Serdar Aydın, Umut Külen, Ümit Deniz
Nane Şekerci Halis: Emre Akarsu
Erkek Çocuk: Hıdırcan Bal
Kız Çocuk: Okyanus Dayıoğlu


Konu:
“Güngör Dilmen in yazdığı oyun Faik Ertener'in yeni  yorumu ile sahneleniyor.Daha önce Ankara ve Adana da sergilenen oyun bu kez müzikal tadında  İstanbul seyircisinin  karşısına çıkacak.Cem İdiz’in müziklerini yaptığı oyun 26 Ekim tarihinde seyirci ile buluşacak. 35 kişilik oyuncu kadrosu  ve orkestrası ile oyun eski İstanbul 'u yaşatacak.

21 Ekim 2012 Pazar

Toros Canavarı - Aziz Nesin - İstanbul Şehir Tiyatroları

Oyunu bu sene Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde sahnesinde, geçen sene de de Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesinde izleme imkanı buldum.

Oyuncuların performansı bir harikaydı. Her birinin mimikleri, karakterleri ile bütünleşmeleri, bir an dahi oyundan kopmamaları beni hayran bıraktı. Oyun da bir Aziz Nesin klasiği olunca bize de zevkle oyunu izlemek düştü.


Oyunculuk : 8/10
Konu  : 9/10
Dekor   : 9/10
Işık-Ses  : 8/10
GENEL : 8/10



İzlediğim Tarih: 21 Ekim 2012 15:30 & 20 Ekim 2011 20:30
İzlediğim Yer: Fatih Reşat Nuri Sahnesi & Kağıthane Sadabad Sahnesi
Süre: 2 Saat, 2 Perde
Tür: Mizah


Yazan: Aziz Nesin
Yönetmen: Tarık Şerbetçioğlu
Dramaturgi: Gökhan Aktemur
Müzik: Deniz Noyan
Sahne Tasarımı: Eylül Gürcan
Kostüm Tasarımı: Sebahat Çolakoğlu
Işık Tasarımı: Mustafa Türkoğlu
Efekt Tasarımı: Umut Yüzbaşıoğlu
Koreografi: Selçuk Borak

Başlangıç Yılı : 2011
Tiyatro: İstanbul Şehir Tiyatroları

Oyuncular:
Nuri Sayaner: Şevket Avşar,
Mihriban: Binnur Şerbetçioğlu,
Evin Oğlu: Gökhan Eğilmezbaş,
Evin Kızı: Ceylan Çete,
Gümüş Osman: İskender Bağcılar,
Ev Sahibi: Naci Taşdöğen,
Diğer Oyuncular: Murat Bavli, Rahmi Elhan,İbrahim Şirin, Tarık Şerbetçioğlu, Berna O. Demirer, Funda Köseoğlu, Abdullah Topal, Tuğçe Açıkgöz

Konu:
Aziz Nesin'in deyimiyle "izahı olmayan şeylerin mizahının yapıldığı" Oyunda: Nuri Sayaner isimli mülayim bir memur emeklisi, ailesiyle birlikte monoton bir hayat sürmektedir. Aile bir taraftan geçim sıkıntısıyla diğer taraftan onları apartmandan atmak isteyen ev sahibiyle uğraşmaktadır. Tahliye davasını kazanan Sayaner ailesinin sevinci çok uzun sürmez. Ev sahibi, alt - üst kata yerleştirdiği adamlarla ve çevirdiği türlü Oyunlarla apartmanı zındana çevirir. Nuri Bey, ailesinin ısrarları sonucu karakola gidip şikâyetçi olmak zorunda kalır. Yıllardır aranmakta olan "Toros Canavarı" adıyla nâm yapmış seri katil yerine, emekli memur Nuri Bey polisler tarafından derdest edilir. Nuri Sayaner'in karakola adımını attığı o geceden sonra herkesin kaderi değişecektir.

Web Sitesi

19 Ekim 2012 Cuma

Çirkin - Marius Von Mayenburg - İstanbul DT

Oyun gerçekten harikaydı. İzlerken çok keyif aldım. Duşan Kovaçeviç'in Profesyonel'inden bu yana izlediğim en iyi oyunlardan biriydi.

İnsanları dış görünüşüne göre değerlendiren günümüz anlayışını başarıyla alaya alan oyun, bunu yaparken de hem güldürüyor hem de düşündürüyor.

Oyun tek perdeden oluşan kısa sayılabilecek bir oyun. Bu yönüyle de insanı sıkmadan anlatacağını tadında anlatıyor.

Oyunda dekor biraz zayıf kalsa da ışıklar çok başarılı kullanılmış. Özellikle Tahsin Tolga Evren'in hem Çirkin'i hem de Güzel'i başarıyla canlandırmasında ışık oyunlarının rolü büyük.

Oyun kadar oyuncular da çok başarılı. Tahsin Tolga Evren'i daha önceden At oyununda İmparator Caligula olarak seyretmiştim. Bu oyunda da oldukça başarılı bir oyun sergiledi. Televizyondaki Keşanlı Ali'den hatırladığım Musa Şamil Kafkas da çok iyi bir performans sergiliyor. Simay Tuna ve Nişan Şirinyan'ın da onlardan geri kalan yanı yok.

Oyun bittiğinde sadece biz değil tüm sahne ekibi ayakta alkışladık. Oyuncular 3-4 kere dönüp seyirciyi selmalamak zorunda kaldırlar.

Son olarak oyunu başarıyla yöneten Metin Belgin'den de bahsetmesek olmaz. Oyunun başarısında şüphesiz onun da rolü çok büyük.

* Tolga Evren, 18. 2013 Sadri Alışık Ödülleri ve 2013 Ekin Yazın Dostları Ödüllerinde en iyi erkek oyuncu ödülü almıştır.

Oyunculuk : 9/10
Konu  : 9/10
Dekor   : 7/10
Işık-Ses  : 9/10
GENEL : 9/10




İzlediğim Tarih: 19 Ekim 2012 Cuma 20:30
İzlediğim Yer: İstanbul Cevahir Sahnesi - Salon 2
Süre:1 Saat 10 dk, 1 Perde
Tür: Mizah, Kara Komedi, Absürd

Oyunu eşim Derya ile beraber izledik. Eşim de oyunu çok beğendi. Tiyatro'dan çıktığımızda ikimiz de "Vay be, ne harika oyundu" diyorduk.
Yazan: Marius Von Mayenburg
Yöneten: Metin Belgin
Çeviren: Serdar Biliş
Dekor - Giysi Tasarımı : Medine Yavuz Almaç
Dramaturg : Selen Korad Birkiye
Asistan : Başak Şanlioğlu
Sahne Amiri : Reşit Arslan
Kondüvit : İ. Cem Dağli
Işık Kumanda : Kaan Eman

Başlangıç: 2012
Tiyatro: İstanbul Devlet Tiyatroları

Oyuncular:Tahsin Tolga Evren,Simay Tuna,Nişan Şirinyan,Musa Şamil Kafkas

Konu:
Çirkinlik ve güzellik kavramlarını yüzleştiren, estetik çılgınlığının peşinden koşan; şaşırtıcı, kışkırtıcı, dengelerle oynayan, kuralları altüst eden bir kara komedi “ÇİRKİN”

Marius von Mayenburg’un Çirkin’i insanların fiziksel özelliklerine göre değerlendirildiği, güzelliğin başarının olmazsa olmaz ilk şartı olarak nitelendirildiği günümüz toplumuna ilginç bir eleştiridir. Günün birinde tüm dünyanın imreneceği bir güzelliğe sahip olsanız neler olurdu? Kariyeriniz, eşiniz ile ilişkileriniz, sosyal yaşamınız bundan ne derece etkilenirdi? Herkesin sahip olmak için pek çok şeyi feda edeceği bu durum aslında gerçekten o kadar da iyi mi?

14 Ekim 2012 Pazar

Açıl Kafam Açıl - Refik Erduran - İstanbul DT

Refik Erduran'ın Açıl Kafam Açıl'ı Türkiye'deki çarpık düzeni kendi üslubunca hicveden bir eser. Oyuna zaman zaman gerçek video görüntüleri de eşlik ediyor. Aradaki danslar oyuna hafif müzikal havası katıyor. Oyun oldukça dinamik ve akıcı geçtiğinden sıkılmadan izleyebileceğiniz bir oyun.

Ali Fuat Çimen Abidin'i, İmer Özgün ise onun kızını canlandırıyor.

Oyunculuk : 6/10
Konu  : 6/10
Dekor   : 8/10
Işık-Ses  : 7/10
Orkestra : 7/10
GENEL : 7/10




İzlediğim Tarih: 14 Ekim 2012 15:00
İzlediğim Yer: Cevahir Salon 1
Süre:2 Saat, 2 Perde
Tür: Dram, Müzikli Oyun


Yazan: Refik Erduran
Yöneten : Zafer Kayaokay

Dekor Tasarımı: Savaş Çevirel
Giysi Tasarımı: Serpil Tezcan
Işık Tasarımı: Enver Başar
Müzik: Can Atilla
Müzik Direktörü: Melikcan Zaman
Dans Düzeni: Yeşim Alıç
Dramaturg: Günay Ertekin
Görüntü Yönetmeni: Çağrı Kayaokay
Görsel Koordinatör: Arda Kaynak
Yardımcı Yönetmen: Ayla Baki Yücesoy
Yönetmen Yardımcısı: Ayla Baki Yücesoy
Asistanlar: Özden Dindar-Işıl Keskin-Berk Sezenler
Orkestra Şefi: Melik Can Zaman


Başlangıç: 2011
Tiyatro: İstanbul Devlet  Tiyatroları

Oyuncular: Ali Fuat Çimen, Gökalp Kulan, Ömer Hüsnü Turat, İmer Özgün, Dilek Demir, Aydın Şentürk, Işıl Keskin, Özden Dindar, Onur Bilge, Cihan Korkmaz, İpek Şen, Berk Sezenler, Kazım Karakadıoğlu, Ali Murat Altunmeşe, Atakan Yarımdünya, Nurullah Kalkan, Gizem Genç, Eylül Ezgi Yılmaz, Sevda Sezek, Onur Can Onus,  Emre Özsüngür

Konu:
Berduş ama yürekli Abidin in işlettiği gecekondu tipi otel it kopuk ve fahişe barınağıdır. Yıllardır görmediği kızı çıkagelir, annesinin evlendiği muteber iş adamının soyadını alabilmek için yardım ister. Abidin üç gün yanında kalmasını şart koşar. Ona gösterdiği gerçekler bizim de gözlerimizi ve kafalarımızı açar. Fal taşı gibi.

11 Ekim 2012 Perşembe

Şark Dişçisi - Hagop Baronyan - İstanbul Şehir Tiyatroları

Oyunu bu sene Kağıthane Sadabad sahnesinde, geçen sene de de Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesinde izleme imkanı buldum. Elbette ki oyun kadar oyunu izlediğiniz sahne de çok önemli. Muhsin Ertuğrul Sahnesinde izlediğim oyundan daha çok keyif aldığımı hatırlıyorum.

Konusu, replikler, espriler, danslar, kostümler, makyajlar, oyuncular : her şeyi ile çok güzel ve eğlenceli bir oyundu. Çok eğlenceli bir 3 saat geçirdim. Oyun tam bitti derken, sonundaki figüranların isyanı kısmı da harika düşünülmüş bir ayrıntıydı.

Belki bir kaç yerde takılmalar, durağanlık vs. oldu ama genel olarak her şey çok iyiydi. Şarkılar ve danslar da çok hoşuma gitti.

Oyundaki tek tek her oyuncu çok iyiydi. Oyunun başrol oyuncusu Çağlar Çorumlu da çok başarılıydı.

Oyun aslında müzikalden ziyade müzikli bir oyundu. Yani müzikler/şarkılar oyunun asıl unsuru olmaktan ziyade aralarda konuyu destekleme veya eğlence amaçlı kullanılıyordu.

Oyunun aslına uygun yapılmadığı, fazla modernleştirildiği, Broadway tarzı bir müzikal yapılmaya çalışıldığı, ermeni şivelerinin düzgün olmadığı gibi bazı eleştiriler var ama ben bunlara değil iyi vakit geçirip geçirmediğime, oyuncuların performansına odaklanmayı tercih ederim.

Oyunculuk : 8/10
Konu  : 8/10
Dekor   : 9/10
Işık-Ses  : 8/10
Orkestra: 8/10
GENEL : 8/10

İzlediğim Tarih: 11 Ekim 2012 20:30 ve 17 Kasım 2011 20:30
İzlediğim Yer: Kağıthane Sadabad Sahnesi ve H. Muhsin Ertuğrul Sahnesi
Süre: 3 Saat, 2 Perde
Tür: Müzikli Oyun, Komedi

Yazar : Hagop Baronyan
Yönetmen : Engin Alkan
Çeviren : Boğos Çalgıcıoğlu
Dramaturg : Sinem Özlek
Dekor Tasarım : Cem Yılmazer
Kostüm Tasarım : Tomris Kuzu
Işık Tasarım : Cem Yılmazer
Dans Düzeni : Selçuk Borak
Yönetmen Yardımcısı : Zafer Kırşan, Berna Adıgüzel, Aslı Nimet Altaylar

Başlangıç:2011
Tiyatro: İstanbul Şehir Tiyatrosu

Oyuncular:
Çağlar Çorumlu, Çiğdem Gürel, Doğan Şirin, Emrah Özertem, Esra Karabaş, Hüseyin Tuncel, Murat Güreç, Murat Üzen, Özge O'Neill Sarımola, Selin Türkmen, Reyhan Karasu, Senem Oluz, Sevil Akı, Sevinç Erbulak, Tuğrul Arsever, Ümit Daşdöğen, Volkan Ayhan, Yılmaz Arda Alpkıray, Serkan Bacak

Konu:
Şark Dişçisi adlı müzikalde,tarihin belirsiz bir zamanından çıkıp gelen gezici bir tiyatro kumpanyası,19. yüzyıl Osmanlı mizah yazınının en önemli kalemlerinden olan Hagop Baronyan’ın eğlenceli komedisini; müzikli, danslı, şenlikli bir gösteriyle bugünün seyircisiyle buluşturuyor. İstanbul Ermenileri arasında geçen; birbirini aldatan eşlerin, kavuşamayan aşıkların hikâyesini konu alan oyunla, izleyenleri bir arada güldüğümüz zamanları hatırlamaya davet ediyor.

Aile ilişkilerinin yozlaştığı, tarafların birbirinin kuyusunu kazdığı bir ortamda, eşler, eski ve yeni âşıklar, çocuklar ve nişanlılar arasındaki ilişkiler iç içe geçerse neler olur? 19.Yüzyıl Ermeni mizah edebiyatının en önemli kalemlerinden olan Hagop Baronyan bu komedisinde görücü usulü evlilik ile sadakat konusunu ele alıyor. Eğlenceli ve müzikli bir dönem oyunu.

Web Sitesi

Oyunu eşimle birlikte izledik. İkimiz de oyundan çok keyif aldık.

4 Ekim 2012 Perşembe

Zırhlı Kurt (Kösem Sultan ile Avcı Mehmed) - İstanbul Şehir Tiyatroları

Aslında Osmanlı'yı kötüleyen eserlerden pek haz etmem. Yine de tarafsız gözle değerlendirmem gerekirse oyunu beğendim. Özellikle IV. Mehmed'i canlandıran Murat Coşkuner'in performansı görülmeye değer. Ayrıca İbrahim Gündoğan ve Aslı Öngören de çok iyi bir oyunculuk çıkartıyorlar. Oyunun şiirsel üslubu da çok hoşuma gitti.

Oyunculuk : 7/10
Konu  : 7/10
Dekor  : 6/10
Işık-Ses  : 5/10
GENEL : 6/10

Eser Mahpeyker Kösem Sultan'ın oğlu olan Padişah İbrahim Han'ın tahttan indirilmesinden başlayarak (1648) IV. Mehmed Han'ın saltanatını (1648-1687) anlatıyor. Ayrıntılı bilgi için Osmanlı Araştırmaları Vakfı'nın sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Eserde bahsi geçen bazı tarihi olayları aşağıda derlemeye çalıştım:

08.08.1648 Sultan İbrahim’in hal’i ve Sultan IV. Mehmed’in 8 yaşında tahta çıkışı.
15.03.1650 Venedik Donanması’nın ikinci kez Çanakkale Boğazı’nı abluka altına alması.
02.09.1651 Kösem Sultan’ın öldürülmesi.
04.03.1656 “Vaka-i Vakvakiyye” olayı. İstanbul’da isyan.
15.09.1657 Köprülü Mehmed Paşa’nın sadareti.
          1680 İlk ve son recm cezasının tatbiki
14.07.1683 İkinci Viyana kuşatması.
08.11.1687 Sultan IV. Mehmed’in padişahlıktan indirilmesi. Sultan II. Süleyman’ın padişah oluşu.


İzlediğim Tarih: 4 Ekim 2012
İzlediğim Yer: Kağıthane Kültür Merkezi Sadabad Sahnesi
Süre: 1,5 Saat, 2 Perde
Tür: Tarihi Oyun, Dram


Yazan: Tarık Günersel
Yöneten: Erol Keskin

Sahne Tasarımı: Aysel Doğan
Işık Tasarımı: İlhan Ören
Kostüm Tasarımı: Aysel Doğan
Yönetmen Yardımcısı : Berna O. Demirer


Başlangıç: 2011
Tiyatro: Şehir Tiyatroları 

Oyuncular: Murat Coşkuner, Aslı Öngören, İbahim Gündoğan

Konu:
"Darbe hazırlığı var!" der Kösem Sultan, oğlu İbrahim'e: "Tasfiye şart!" Oğlunu öldürtmeyi reddeden "Deli" İbrahim cellâtları görünce inanamaz. Kösem Sultan "B Planı" olarak torunu Mehmed'i tahta geçirtir. IV. Mehmed "yaralı bir zırhlı kurt" olarak yaşar. Tecritte anılar ve hayallerle boğuşarak özgürleşmeye çalışır: "Dünya zindan idi, zindan dünya oldu." Kanaryalara ötme dersi veren vezir, Gülnuş Sultan, recmedilen kadın, Bizans İmparatoru Jüstinyen, dilsiz ve yaşlı bir cariye, Viyana Kuvvetleri Kumandanı? Bizimledir artık. Avrupa bilim ve teknolojide öne geçerken "Fen ve matematik öğrenmek haramdır," diyenler vardır. Kahveyi tehlikeli bulan Köprülü Mehmed Paşa "Barış insan tabiatını bozar," der ve gerekçesini açıklar. İtalyan gezgin Pietro hayretler içindedir: "Sevgili Venedik Taciri, gel de bu ülkede Hayretî olma!" Tarık Günersel'in 18 yılda yazdığı şiirsel piyesi Erol Keskin yönetti.


Oyunu  Ali Demir arkadaşımla birlikte izledik. Oyunun bileti de bizim için bir hatıra olsun :)


17 Eylül 2012 Pazartesi

Lüküs Hayat - Ekrem Reşit Rey - İstanbul Şehir Tiyatroları

1933 yılında Cemal Reşit Rey tarafından bestelenmiş Türk tiyatrosunun klasik eserlerinden biri. Ben de bu eseri İBB'nin müzikal geceler etkinliği kapsamında Cemil Topuzlu Açıkhava sahnesinde izleme fırsata buldum. 

Zihni Göktay'ın performansını beğendim. Gerek rahat tavırlarıyla, gerek yaptığı doğaçlama esprilerle oyunda ağırlığını ciddi şekilde hissettiriyor.

Lüks hayata yapılan göndermelere residans, starbucks, cadde vb. güncel esprilerin de araya sıkıştırılması oldukça eğlenceli olmuş. Yine de bazı esprileri çok kaba ve ilk okul seviyesinde bulduğumu belirtmeden de edemeyeceğim.

Cemil Toğuzlu Açık hava sahnesinin durumu da beni çok üzdü açıkcası. Koltuklar eskimiş ve perişan durumda. Açık hava sahnesi olduğu için biraz zor belki ama sahnenin akustiği de çok kötüydü. Sahnenin bakıma alınmasının vakti gelmiş de geçiyor bence.


Oyunculuk : 8/10
Konu  : 8/10
Dekor   : 6/10
Işık-Ses  : 5/10
GENEL : 7/10




İzlediğim Tarih: 17 Eylül 2012 - 20:30
İzlediğim Yer: Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi
Süre: 3 Saat 50 dk, 3 Perde
Tür: Müzikal / Operet

Oyunu eşim Derya ile birlikte izledik. Oyunu ikimiz de oldukça uzun bulduk ve zaman zaman da sıkıldık.

Yazan : Ekrem Reşit Rey
Müzikali Besteleyen : Cemal Reşit Rey
Yönetmen : Haldun Dormen
Koreografi : Selçuk Borak
Dekor : Nilgün Gürkan
Kostüm : Canan Göknil
Müzik Düzenlemesi : Esin Engin
Müzik Yönetimi : Hakan Elbir

Başlangıç: 1984 ( ilk sahne: 1933)
Tiyatro: İstanbul Şehir Tiyatroları

Oyuncular: Zihni Göktay,Funda Postacı,Savaş Barutçu,Derya Kurtuluş,Sezai Aydın,Aslı Aybars,Ali Gökmen Altuğ,Ayşegül İşsever,Münir Kutluğ,İrem Arslan,U.Arda Aydın,Çağrı Hün,İlhan Kilimci,Betül Kızılok,Tuğrul Arsever,Ümran İnceoğlu,Çağlar Yiğitoğulları,Can Ertuğrul,Samet Hafızoğlu,Cem Uras,Reyhan Karasu,Müge Çiçek. 

Konu: 
Lüküs Hayat, Türk toplumunun Batı ile yüzleşmesi ve bu çerçevede yaşanan gülünçlükleri sahneye taşırken, bu durumun değişmezlerini 25 yıldır sahnede diri tutuyor. Oyunda küçük hırsızlıklarla geçinen Rıza ile Fıstık bir zengin evine girince kendilerini bir kıyafet balosunun ortasında bulurlar. Aslında bu ikilinin içine düştüğü bu yeni ortam, batılılaşma özentisinin ortasına düşmüş halktan insanların durumudur.

11 Mayıs 2012 Cuma

Birdy - William Wharton/Naomi Wallace - İstanbul Devlet Tiyatroları

William Wharton'ın savaş karşıtı eserinden tiyatroya uyarlanan Birdy, 2011 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından oynanmış ve İsmet Küntay Tiyatro Özel Ödülü almıştı.


Oyunculuk : 9/10
Konu  : 7/10
Akıcılık: 6/10
Dekor   : 8/10
Işık-Ses  : 6/10
GENEL : 7/10




İzlediğim Tarih: 11 Mayıs 2012
İzlediğim Yer: Cevahir Salon 1
Süre:1 Saat 50 dk, 2 Perde
Tür: Dram, Savaş


Yazan: William Wharton
Oyunlaştıran: Naomi Wallace
Çeviren: Serkan Erdemli
Yöneten: Atilla Şendil
Dekor Tasarımı: Behlüldane Tor
Giysi Tasarımı: Medine Yavuz
Işık Tasarımı: Nejat Karaorman
Müzik: Server Acim
Dramaturg: Sündüz Haşar
Asistan: Yeşim Çapanoğlu

Başlangıç: 2011
Tiyatro: İstanbul Devlet Tiyatroları

Oyuncular: Hakan Yufkacıgil (Birdy), Onur Demircan (Küçük Birdy), Kerim Altınbaşak (Birdy'nin arkadaşı: Al Columbato), Can Yılmaz (Küçük Al), Burak Karaman ( Dr. Weiss), Emre Çakman (Hastabakıcı)

Konu: Savaştan geri dönen iki yakın arkadaş. Birisi fiziksel olarak yaralar almışken, diğeri savaş travmasını atlatamayarak ruhen onulmaz yaralar almıştır. Özgürlüğünü kafasının içindeki kuş imgesiyle yaşayan bu gence, arkadaşı ve psikoloğu yardım etmeye çalışırlar. Bir zamanların kült romanı ve filminin tiyatro uyarlaması ve gelmiş geçmiş en etkili savaş karşıtı eserlerden birisi...

4 Nisan 2012 Çarşamba

Sezua'nın İyi İnsanı - Bertolt Brecht - İstanbul Devlet Tiyatroları

Bertolt Brecht'in başyapıtlarından biri olan oyun izleyenlere 2 perdelik bir seyir zevki sunuyor. Daha önce bir çok tiyatro tarafından sergilenmiş oyunu Devlet tiyatroları da başarılı bir şekilde canlandırmış.

Oyunda iyilik konusu masaya yatırılıyor ve bugünkü toplum düzeninde hem iyi insan olup hem de ayakta kalabilmenin mümkün olup olmadığını sorguluyor.

Karşılıksız iyilikler yaparak ayakta kalmaya çalışan Şen Te, varolan düzenin içinde kendine bir türlü yer edinemiyor. Kendi olmak ile düzenin bir parçası olmak arasında bir seçim yapmak yerine, şizofrenik bir kucağa bırakıyor kendini ve iki ayrı kişi olup çıkıyor. [2]

Tüm oyuncular gerçekten çok başarılıydılar. Özellikle boşrolde izlediğimizi Shen Te ve Shui Ta karakterlerini canlandıran Zeynep Ekin Öner çok başarılıydı.

Oyun biraz uzun ve dikkatli izlenmediğinde zaman zaman oyundan kopabiliyorsunuz.

Bir yorum:
yemekseverkisi@eksisozlukoyun ağır ilerliyor olabilir ve yaklaşık 3 saat sürüyor ama buna rağmen inişleri ve çıkışları ile istanbul devlet tiyatrosu tarafından çok iyi oynanmış bir oyun. özellikle başrol oyuncusu geçekten çok çok iyi bir oyunculuk ortaya koymuş keza diğer oyuncular da çok iyi olunca 3 saat boyunca sıkılmadan izleyebildiğim bir oyun ortaya çıkmış. dekor olarak ise gerçekten üzerinde çok uğraşıldığı ilk sahne geçişinden itibaren belli oluyor. oyun bertolt brecht'in epik tiyatro türünde bir oyunu ve bazı yabancılaştırmalar ile oyunu bir film izliyormuş gibi değil de daha çok ne anlatmak istediğine odaklanabileceğimiz şekilde ilerliyor. oyun uzun olması ve iniş çıkışların fazla olması nedeni ile izleyenleri belli duraklama sahnelerinde belki sıkabilir ama dediğim gibi ben hiç sıkılmadan büyük bir keyifle baştan sona izledim ve o 3 saatin nasıl geçtiğini hiç anlamadım bile. [link]

Oyunculuk : 9/10
Konu  : 7/10
Akıcılık  : 5/10
Dekor   : 7/10
Işık-Ses  : 5/10
GENEL : 6/10



İzlediğim Tarih: 4 Nisan 2012 Çarşamba 20:00
İzlediğim Yer: İstanbul Devlet Tiyatroları - Cevahir Sahnesi
Süre: 3 Saat, 2 Perde
Tür: Dram


Yazan: Bertolt Brecht
Çeviren: Adalet Cimcoz
Yöneten: Yücel Erten
Müzik: Paul Dessau
Müzik Direktörü: Çiğdem Erken
Dekor Tasarımı: Ethem Özbora
Kostüm Tasarımı: Nalan Alaylı
Işık Tasarımı: Yakup Çartık
Dramaturgi: Yücel Erten-Şafak Eruyar
Yönetmen Yardımcıları: Burak Şentürk-Aylin Gürsoy
Asistan: Ece Karaağaç

Başlangıç: 2012
Tiyatro: İstanbul Devlet  Tiyatroları

Oyuncular: Zeynep Ekin Öner (Shen Te, Shui Ta), Reha Özcan, A. İlkay Akdağlı, Zeynep Erkekli, Zühtü Erkan, N.Hakan Güneri, Ahenk Demir, Seval Gökçe, Hanife Şahin, Cengiz Baykal, Mehlika Balkan, Hakan Şahin, Aylin Gürsoy Arıöz, Yıldırım Gücük

Konu:
Alman yazar Bertolt Brecht'in en meşhur oyunlarından biridir. Brecht, bu oyunun bir kısmını 1939-1941 yılları arasında, ABD'de yaşarken yazmış ve 1943 yılında tamamlamıştır. Sezuan ilk olarak 1943'te sahnelenmiştir. Bu oyun da, yazarın diğer oyunları gibi, epik tiyatro tarzındadır ve alışıldık tiyatro eseri niteliklerine bir tepki niteliği taşımaktadır. Oyun, Türkiye'de devlet ve özel birçok tiyatro tarafından sahnelenmiştir. [1] Oyunda kapitalist sömürü düzeninde iyi kötü,ezen ezilen çelişkileri sorgulanır. Hem iyi insan olup hem de insanca yaşamak olanaklı mıdır?

İyi insan orospu Shen Te, yeryüzüne inmiş Tanrıları bir gece evinde ağırlar. Bu iyiliği karşılığında ve iyi kalabilmesi için kendisine verilen parayla küçük bir tütüncü dükkanı açar. Ne var ki Shen Te'nin iyi insan olma çabası her açıdan sömürülmeye açıktır. Ayakta kalabilmek için bu kez katı yürekli, kötücül amcaoğlu kişiliğine sığınır. Bu dönüşüm ona insanları sömürmekten başka yol bırakmaz. İnsanca yaşama hakkının tanınmadığı bu çarpık düzende Shen Te,iyi insan olup ayakta kalmayı başarabilecek midir?

Oyunda, kötülükle iyilik arasındaki kontrast “para” metaforu ile sağlanmış. Oyunun başından sonuna kadar karakterleri hesap yapıyor halde göreceksiniz. Ve hatta bu hesaplılık sizi öyle rahatsız edecek ki; hesap yapmaya bu denli alışmış olduğumuzdan ötürü hayıflanacaksınız. Gündelik hayat tasavvurlarımızın içinde yerleşik bir hayata sahip olan “para”, meğer ki bizleri kendine çoktan alıştırmış; üzüleceksiniz! Brecht’in bir sözü ile ifade edecek olursak, düzenin “Önce gelir tıkınmak, sonra ahlak!” düzeni olduğuna bir kere daha uyanmak, rahatınızı kaçıracak. Taşların hangi biçimlerde yanlış döşenmiş olduğunu düşünmeye başlayacak ve yanlışı hangi noktada yapmış olduğumuzu anlamak için çaba sarf edeceksiniz. Nefsin insanı sürüklediği mecraları gördükçe, tabiatınızda böyle birer kötü insanı taşıyor ihtimalinin var olması tüylerinizi diken diken edecek. Kötülüğü insana aykırı buldukça, oyun da sizin için aykırılaşmaya başlayacak. [2]

Web Sitesi