27 Aralık 2012 Perşembe

Surname 2010 - Yiğit Sertdemir - İstanbul Şehir Tiyatroları

Zümrüd-ü Anka Kuşu, tellallar, mehter, çengiler, Karagöz ile Hacivat, Pişekâr ve Kavuklu, meddahlar, cambazlar, tulumcular, güreşçiler, curcunabazlar, kuklalar, maskeler ve çok daha fazlası… Çalgılı çengili, şarkılı türkülü, biraz da düşündürücü bir eser. Osmanlı şenlikleri tarihin tozlu sayfalarından taşıp sahneye taşınıyor.

1,5 saatlik tek perdelik bir eser olmasına rağmen insanı hiç sıkmayan eğlenceli bir oyun. Oyunda kurgulanan hayal dünyası ve bunun seyirciye aktarılışı gerçekten harika. Oyundaki kuklalar ve kostümler de müthiş başarılı. Belki de çok kukla ve kostüm sanatıyla iç içe olmadığımdandır; buradakileri görünce çok etkilendim.

İstanbul'bazlar için de ayrı bir parantez açmak lazım. İstanbul'da yaşayabilme hünerini gösterebilenler oyunun içine çok güzel sığdırılmış. Bir İstanbullu olarak kişinin oyunda kendine dair bir şeyler bulabilmesi ayrıca keyif veriyor.

Oyunculuk : 8/10
Konu  : 9/10
Dekor   : 9/10
Işık-Ses  : 8/10
GENEL : 9/10




İzlediğim Tarih: 26 Aralık 2012
İzlediğim Yer: Kağıthane sadabad Sahnesi
Süre: 1,5 Saat, 1 Perde
Tür: Mizah, Aşk


Proje Tasarımı: Candan Seda Balaban-Yiğit Sertdemir
Yazan-Yöneten: Yiğit Sertdemir
Maske-Kukla-Kostüm Tasarımı: Candan Seda Balaban
Müzik-Ses Tasarımı: Selim Can Yalçın-Barış Manisa
Işık Tasarımı: Mahmut Özdemir
Hareket Düzeni: Özgür Tanık
Proje Danışmanı: Engin Uludağ
Şarkı Sözleri: Yiğit Sertdemir


Oyuncular: Ayşem Yağmur Ulusoy,Can Alibeyoğlu,Ceren Hacımuratoğlu,Derya Keykubat,Derya Yıldırım,Elyesa Çağlar Evkaya,Engin Akpınar,Eraslan Sağlam,İrem Erkaya,Mana Alkoy,Mehmet Soner Dinç,Mert Aykul,Özgür Atkın,Özgür Tanık,Seda Fettahoğlu,Semah Tuğsel,Seza Güneş,Şeyda Arslan,Uğur Dilbaz,Yiğit Sertdemir,Zeynep Göktay Dilbaz

Konu:
.Kocasının ölümünün ardından açtığı sahafında, özel bir nedenle geceyi bekleyen Sühendan Hanım, kocasına ait hiç görmediği notlarla karşılaşır. Bu notlar, kocasının kendisi için düşündüğü “sözde şenliğe” dair fikirleri içermektedir. Yazılanları şaşkınlıkla okumaya başlayan Sühendan Hanım; kendisini bir düşün içinde, geçmiş ile bugünün İstanbul’u arasında gerçekleşen bir şenliğin tam ortasında bulur.

Web Sitesi

15 Aralık 2012 Cumartesi

Zalım Mahmut (Bir Kurtlu Kıssa) - Salih Dündar Müftüoğlu - İstanbul Devlet Tiyatrosu

Genç ve kalabalık bir oyuncu kadrosuna sahip, keyifli, akıcı bir oyun. Ben 30'dan fazla oyuncu saydım.

Şarkılar, müzik, kurgu bir harika. Güldüren, eğlendiren, düşündüren, şarkılı-türkülü bir gençlik oyunu.


Oyunculuk : 8/10
Konu  : 8/10
Dekor   : 7/10
Işık-Ses  : 7/10
GENEL : 8/10




İzlediğim Tarih: 15 Aralık 2012
İzlediğim Yer: Cevahir İstanbul Sahnesi - Salon 2
Süre: 1,5 Saat, 1 Perde
Tür: Müzikli Oyun, Mizah, Düşündürücü, Gençlik Oyunu


Yazan: Salih Dündar Müftüoğlu
Yöneten: Salih Dündar Müftüoğlu
Dekor Tasarımı: Medine Yavuz
Kostüm Tasarımı: Mihriban Oran
Işık Tasarımı: Nejat Karaorman
Özgün Besteler / Müzik Direktörü: Cenk Taşkan
Dans - Hareket Düzeni: Alpaslan Karaduman
Yardımcı Yönetmen: Bengisu Karahan
Müzik Düzenleme: O. Enes Kuzu

Başlangıç: 2012
Tiyatro: İstanbul Devlet Tiyatroları - Gençlik Tiyatrosu

Oyuncular:
Atsız Karaduman, Umut Tabak, Ali Ersin Yenar, Necmettin Amaç, Ahmet Taşdemir, Ozan Özcan, Gökhan Türkal, Gökhan Azlağ, Ferdi Alver, Coşkun Ülgen, Pelin Gülmez, Hilal Özbay, Sinem Ergin, Didem İlhan, Gamze Tanrıvermiş, Pelinsu Öznal, Esen Koçer, Yasemin Yalçınkaya, Emre Emin Aravi, Alper Saylık, Yunus Çakıroğlu, Feyzan Soykan, Başak Ova, Müge Çakır, Ersin Ural, Eren Pekgöz

Orkestra:
O.Enes Kuzu, Tarçın Çelebi, Murat Biber, Batuhan Parlak, Hikmet İplikçi

Konu:
"1.KÖYLÜ: - Çeşme başında senin testi büyük, benimki küçük diye tepişirken, bir kök kıvırcık için tavukları boğazlarken, iki tane dut yedi diye bebeleri sopalarken, köyün ahalisini "derenin doğusundan - derenin batısından!" diye bölüp, kahveleri ayırırken aklımız ner’deydi!..."

Bir köyün(!) ahalisi, olur olmaz, incir çekirdeğini doldurmaz nedenlerle birbirini yerken; başına gelen her cefaya sessiz, zahmetsiz; "kol kırılır yen içinde kalır" diyerek katlanırken, hayatta bırakılan boşluğu, birileri, -elbirliğiyle yarattıkları birileri- dolduruverir haliyle!... Mahmut ve Çetesi, düzenin dümenine geçerler!

"Mahmut Bebe"den, Mahmut Reis'i, Mahmut Reis'ten Mahmut Bey'i yaratıp kendi başlarına bela eden; kendilerini sevemeyen, ötekine değer vermeyen, güvenemeyen; 'Çete Reisi'ne' verecek bir canı kalmış, 'bir canından bezdirilmiş' köy ahalisi, bu beladan kurtulmak için yekinip, yeltenip bir araya gelmeye, birlikte savaşmaya karar verirler; zamanın ruhu, belleği, birleştiricisi, sağduyusu Kıssahan'ın 'kıssasıyla'. Verirler ama...

Müzikli, keyifli, kıssalı-hisseli bir seyirlik...

Web Sitesi

1 Aralık 2012 Cumartesi

İstanbul Hatırası - Tarık Şerbetçioğlu - İstanbul Şehir Tiyatroları

Kadro çok değerli oyunculardan oluşuyor. Hepsi de oyuna duygularına katarak, coşkuyla canlandırıyorlar karakterlerini ama oyunlarında biraz abartı var. Ayrıca bu oyundaki temel kadro bir çok farklı oyunda da karşımıza çıktığından iyi tiyatro izleyicisini sıkabiliyor. Toron Karacaoğlu'nu diğer oyunculardan farklı bir yere koymak lazım. Rolüne de oyuna da çok yakışmış.

Oyunun konusunu ise çok ilginç bulmadım. Osmanlının son dönemleri ve İstiklal Harbi döneminde geçen bir aşk hikayesi anlatılmakta. Oyunda zaman zaman kopukluklar olduğunu düşünüyorum. Konunun geçtiği dönem de çok iyi aksettirilememiş gibi geldi bana. Yine de oyun eğlenceli ve seyirciye hoş vakit geçirtecek nitelikte.

Oyun müziklerle desteklenmiş. Kalamış, Üsküdar'a giderken, Sarı gelin gibi pek çok tanıdık türkü oyuna renk katıyor. Belki sahneden kaynaklı olarak ses düzenini yetersiz buldum. Hemen hemen her müzikal oyunda olduğu gibi şarkının bazı sözleri anlaşılmıyordu.

Özetlemek gerekirse, iyi bir tiyatro takipçisi iseniz oyun size sıradan gelebilir ama tiyatro ile yeni yeni tanışanlar için keyif verecek bir oyun. Bu arada Tiyatro İstanbul'da oyun izleyenlerden oldukça iyi yorumlar almış. Oyunun Aralık 2012 başı itibariyle puanı 8,63.

Son olarak bir konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Oyuncuların karakterlerini canlandırırken başka oyunlarda canlandırdıkları karakterleri kullanmaları pek hoşuma gitmiyor. Örneğin, Naci Taşdöğen Toros Canavarı'ndaki ev sahibi rolündeki aynı şive ve tavırları bu oyunda da takınmış. Buna daha önceden birkaç oyunda daha rast gelmiştim ve hoşuma gitmemişti. Oyuncuların biraz daha özgün olması lazım bence.

Oyunculuk : 6/10
Konu  : 6/10
Dekor   : 6/10
Işık-Ses  : 5/10
GENEL : 6/10




İzlediğim Tarih: 1 Aralık 2012 Cumartesi 15:30
İzlediğim Yer: Fatih Reşat Nuri Güntekin Sahnesi, İstanbul
Süre: 2 Saat 15 dk, 2 Perde
Tür: Müzikli Oyun, Dram, Aşk, Tarihi

Oyunu eşim Derya ile birlikte izledik. Eşim oyunu benden daha çok beğendi. Biraz da yorgun olmam nedeniyle ben oyundan o kadar çok keyif alamadım.

Yazan-Yöneten: Tarık Şerbetçioğlu

Dramaturgi: Gökhan Aktemur
Koreografi: Selçuk Borak
Sahne Tasarımı: Aysel Doğan
Kostüm Tasarımı: Gamze Kuş
Işık Tasarımı: Zilkifli Özdemir
Efekt Tasarımı: Ersin Aşar

Oyuncular:
Toron Karacaoğlu (9/10)
İbrahim Şirin (8/10)
Naci Taşdöğen (5/10)
Tarık Şerbetçioğlu (7/10)
Ergun Üğlü (6/10)
Binnur Şerbetçioğlu (6/10)
Rahmi Elhan (6/10)
Selma Kutluğ (6/10)
İskender Bağcılar (7/10)
Gökhan Eğilmezbaş (7/10)


Başlangıç: 2010
Tiyatro: İstanbul Şehir Tiyatroları



Konu:
İstanbul Hatırası’nda bir martının kanadında, bir dalganın kıvrımında İstanbul’da yaşanmış kırık bir aşk hikâyesi anlatılıyor. Mekân İstanbul, zaman yüzyıl, aşk her yerde… Meddah hikâyesini anlatmaya başladığında artık sadece söz vardır. Söz Ali Amca’nın hikâyesine dönüşür. Zamanın imbiğinden süzülür. Gözlerimizin önüne serilir. 20. yüzyılın başlarında İstanbul’dayızdır artık. Yüzyılın başlangıç telaşı, dönüşümün eşiğinde bir imparatorluk, savaşlar, acılar, neşeler… Hepsi iç içe geçiyor. Yürekler heyecanla çarpıyor, heyecanlar Direklerarası’nda alkışlara karışıyor...